1 Mart 2014 Cumartesi

4,5 yaşında bir canavarla anne-oğul Amerika

Geçen sene ki ve bir önce ki tecrübelerimizin iyi oluşunda cesaret aldık  ve bu sene anne-oğul Amerika yaptık. Babamız ekonomik krize takıldı ve Turkiye de kaldı ve bize de onu bol bol özlemek kaldı.
Geçen sene ki yazıyı blog da bulabilirsiniz .
Uçak yolculuğundan başlayalım, öncelikle şunu söylemek gerek yaş ilerledikçe her şey daha kolay oluyor. Washington DC uçuşu bence amerika yolculuğu için hem gidişte hem de dönüşte jet lagin en az yaşandığı bir yolculuk. saatler muhteşem güzel. saat 14 civarı olan ucağımız kalkıştan sonra bir cizgi film ve yemek ile devam etti. arkasından daha uzun olacağını umduğum ama sadece 1 saatle yetinilmiş olan bir uyku ve ardından açıldı bizim gizli çanta.
Neler yok ki içinde ? Bu yolculukta Reşat çantaya isim verdi: Süpriz Çanta
Süpriz Çanta: Daha önce hiç görmediği ama sizin zaman içinde istiflediğiniz ürünlerden oluşuyor. Burda amaç yeni nin verdiği şok ile maksimum eğlence. artık o dönem ne popüler ise çocuğunuz için onlar. bizim için. Yeni Lego-yeni boyama kitabı-yeni ve süper ilginc 2-3 okuma kitabı- yeni sticker- ve tabi ki i pad veya türevlerine yüklenmiş yeni oyun. biz i pad çi değiliz bu yüzden yeni bir çizgi film dvd si ve dvd player. bu listeye ıslak mendil, ekstra kıyafet ki dönüş yolculuğumuzda  üstümüz ıslandı ve ihtiyaç hemen çözüldü. son olarak çocuğun sevdiği bir kaç çeşit atıştırmalık. ben THY ÇOCUK MENÜsünden hiç ama hiç memnun kalmadım. kızarmış patates dünyanın neresinde  beklerse beklesin hep kötü olur. ben resat paşa nın yemeğini yedim o da benim kini.
Yol bir kaç kitap okuma - 2 çizgi film - 2 tur unno oyunu ve bol bol sohpet ile geçti. bence süper.
saat usa saati ile 18:00 da tr saati ile ise 9:00 da washington dc deydik ve toplam sadece 1 saat uyumuştuk. polis-gümrük derken 20:00 arabada konuşturduk zaten heycanlı . saat 21:00 da uyudu ve sabah 6:00 da good morning aramerika!

washington dc klasiklerimizi yaptık her gün bir aktivite minik için bir aktivite anne için , böylece ince bir denge oluştu .arada sırada kriz olmadımı ? oldu tabi ama olucak o kadar. minik krizler.
Washington DC klasiklerimiz:
 Bu sene tüm down town aktivitelerimiz metro yu kullanarak yaptık.
1.air and space museum
2:natural history museum. hello animals
3.prınce georges county gymnastıcs:



 Hava genel olarak çok ama çok soğuktu, Sevgili Steven amca bize 2 defa şömine yaktı ve bizde bunun keyfine vardık. görüldüğü üzere..

Metro
istasyonun da bağzen kendinden yaşça çok büyüklerle anlamı çoğu zaman anlamsız sohpetler yapıldı.Alabama da hayat tam Reşat için özel olarak programlanmıştı. İnekleri beslemek, tır şöförlüğü yapmak,ve yeni bir tecrübe bisiklette binmek.

Josh ve Laura ve tabi ki benim en sevdiğim lokanta reşatın deyimi ile Fried food yumieeeee.

Benim okulumun önünde..

Can arkadaş Laura ve biz

  Reşat softball game de. Sezon itibari ile amerikan football yoktu , biz de kız beyzball u olan soft ball ile yetinmek zorunda kaldık.


 Dc ye geri dönüş ve Ethan ve Serol abi ile 2 farklı play date ve Lego movie

Çocuk tiyatrolarından birinde. fark ettinizmi bilmem ama çocuklar sahnenin önünde yerde minderler de oturuyor anne ve babalar arkada. bunu düşünebilen sadece Moda Sahnesi tiyatrosu var koskoca Turkiyede...

ve Alışveriş. yada anne again . we have no more money left...




  Markham ve biz çirkin surat çalışmaları





 Oyun her yerde oyun. parkta, kitapçı da , ormanda. bulunan her anda.


 ve son iki günün süprizi. Yattık kalktık ve boyumuz kadar kar var. bizde hemen kendimizi sokağa attık. önce kardan adam yaptık sonra diğer bir dost Karl ve onun çocukları ile kızak yaptık. Mercan ve Aydın. çok ama çok eğlendik. süpriz çok güzel oldu.
4.baltimore aquarıum
5. American indian museum: Bu sene yenilenmiş ve muhteşem güzel bir çocuk bölümü var. çok eğlenceli.
6. fire statıon-rescue station. bu reşat paşa özel istek
7. Nature museum. bu sene burada da özel bir bölüm var ki tam meraklı canavarlara uygun. are you ?????? . merak ettikleri her türlü doğa ile ilgili soruyu sorup hands on cevap buldukları çok da güzel bir yer. resat kemiklere ve vucudumuz bölümüne bayıldı.
8. Building museum: bu sene 4 yaş üstü için yeni bir oyun var. gizlenmiş objeleri gidip  alet çantanda ki özel aletler ile bulup getiriyorsun. her parça bir sticker 8 sticker bir top dondurma yada cookie.
9. Baltimore chidrens museum, bu sene biz gidemedik ama aklımızda kalmadı değil.
10: Zoo, hava çok soğuktu ama kesinlikle gidilmeli
 Bütün bu listeye ek olarak biz library de book readinglere gittik,gitmeden almış olduğum iki çocuk oyununa gittik .
ve tabiki artık sadece washington dc yetmez deyip benimde universite yıllarımı geçirdiğim , çok sevdiğim arkadaşlarım ve dostlarımında olduğu Alabamaya gittik.
hele orda neler yapmadık neler.
ufak not. washington da aquarıum-zoo-ve chidrens museum dışında ki her yer bedava.... her etkinlik, her book reading bedava. hayat ve çocuk büyütmek washington dc de çok daha ucuz bu bakımdan.
 
gelsin resimler... hadi biraz gülün biraz eğlenin. alın canavarı yada canvarları çıkın dışarı.  aaa bu arada bütün bu muhteşem gezme fikirleri tabi ki kuzenimiz Daphne ve şu kardeş blogdan yararlandım. dc de çocuklu hayat için

pazar pazar gezdik. Feriköy bit pazarı

Feriköy Bit Pazarı'nı geziyoruz!

Ahhhhh o eski kokusu, ah o yaşanmışlık hissi ve insanı hayal dünyasına götüren onca malzeme onca eşya ve tabii oyuncaklar... Hafta sonu havalar güzel olursa, aslında yağmur çamur olmadığı sürece her daim kurulan bir pazar. Ama tabii ki hava güzel ise çok daha eğlenceli . İşte Feriköy'de her pazar günü kurulan, bit pazarına bir yolunuzu düşürün derim ben "İyice çıldırdı bu kız çocukla bit Pazarı'nda ne işimiz var." der gibisiniz galiba!!

Ben söyleyim bazen öyle güzel eski oyuncaklar çıkıyor ki dipleri düşüyor bazen sizin-benim çocukluğumuzdan oyuncaklar çıkıyor ve bu sefer şaşkınlıktan dipleri düşüyor. Bazen de o eski kokusunu o kadar seviyorlar ki hep gelmek, hep koklamak istiyorlar. Babam "sahne tozu yutmak demek, hep sahneye çıkmayı istemek demektir." derdi bence eski kokusunu koklamak da öyle bir şey. Bazen öyle eğlenceli şeyler çıkıyor ki... Çocuklar buraya bayılıyor. Aaa bu arada her pazar eskileri yaad etmek için çocuklara tahta oyuncak boyaması yaptırılıyor ve güzel havalar da kitap okuma saatleri oluyor. Bu okumalar eski çocuk kitaplarından yapılıyor. Bit pazarı, ismi bile çocukların ilgisini çekmeye yeter... Hadi gidin soluyun o havayı, kim bilir ne hazineler sizi bekliyor
Bu hafta daha çılgın ve daha bir çok fikir www.bemaddy.com da bulabilirsiniz. Çocukla çocuk olan tek şehir rehberi.

20 Ocak 2014 Pazartesi

İzmir İzmir Bir izmir yolculugu daha

Dedemiz kış aylarında İzmir de yaşadığından dolayı her 2 ayda bir 3-4 gün izmire gider olduk . Her seferinde başka huzurla başka mutluluk ile döndüğümüz İzmir bizi bu seferde şaşırtmadı.
Her ne kadar İzmirde istanbulda olduğu kadar çok aktivite olamsa da çocuklar için kiatpevleri ve aktivite merkezleri olmasada izmir kendine aşık edebiliyor.
Geçen sene yazdığım izmir yazısında çok güzel bir kitapçıdan bahis etmiş ve bu kitapçının izmir için muhteşem bir yer olduğunu yazmıştım malesef çok üzülürek yazıyorum ki Hayal Kurdum kitap evi artık izmir de yok. ne acıdır ki böyle güzel bir kitap evinden izmirli çocuklar artık yoksun.
Biz bu hafta sonu ne mi yaptık.
Cuma günü ailecek alsancak sokaklarında dolaştık , tam Reyahan Pastanesine girecek ken vakko nun köşesinde muhteşem ama yazmak yetmez yaşamak lazım, tatmak lazım, koklamak lazım muhteşem bir pastane gördük ve rotamızı direkt oraya çevirdik. Adı
ARPEGE. Sanki paristen çıkmış gelmiş güzelikte ve o tatta muhteşem güzel pastalar , ekler, ve turtalar . ayrıca Sahibinin babası ve küçük siyah etekli dantel buluzlu şık mı şık İzmir güzeli bir garson hanım. Arpege her şeyi düşünülmüş muhteşem bir yer. Alsancak da dolaşırken her zaman olduğu gibi bu seferde çocuklara sadece zeka geliştirice ama eğlenceli oyuncaklar satan Zekidss e de uğramadan edemedik.
Cumartesi günü, Hayvanat bahçesi günü. Geçen sene de gidilmiş olan hayvanmat bahçesi her ne kadar hayvanların doğal ortamında kalması gerektiğini düşünen beni bile kendine çekmeyi başarıyor. bir izmir belediyesi harikası . Aksam incir altında Veli ustada balık ziyafeti ve ardından Fazıl say konseri . salon doldu diye dışarı barkavizyon kurup, ısıtıcı koyup ve sandalye koyan ve konseri canlı yayınlayan tek belediyedir bence izmir büyük şehir belediyesi. hiç bir ücret istemeden. Medeniyet izmire çoktan gelmiş.
Pazar günü önce Deniz kuvvetlerine bağlı pri reis gemisini gezdik ve ardından deniz altını keşif ettik. hepsi erkek çocukları için muhteşem tecrübeler. Reşat ne mi yaptı tabi ki sordu sordu durdu.
Pazar öğleden sonra ve elini urla. İzmirin bir diğer güzel yanı her şeye çok yakın olması. hop Urla hop Çeşme Hop Kuşadası hop Foça.
Urlada önce pazara gittik . offff mis gibi yedik tattık ve kokladık bolcana içimize çekti o kokuları. Ardından bizim için bir klasik olan Yengeç te muhteşem bir yemek . sadece 75 çeşit soğuk mezesi olan bir lokanta hayal edin ve adını da yengeç koyun. o kadar.
Akşamda köyümüze geri döndük... BİZ DEDEMİZİ VE SUDUKU İZMİRDE ZİYARET ETMEYE BAYILIYORUZ.




Sokak Satıcıları ve Biz .

İstanbul klasiği sokak yiyecekleri...

Oğlum yemek yemeye başladığından beri ne zaman sokağa çıksak kokular onu büyüler ve kendimizi hep bir sokak satıcısının önünde buluruz.

En güzel köftenin halk arasında "tükürük köftesi" olduğunu bilen pis boğaz ben tabii ki oğluma "tükürük köftesi" ya da "pilav-üstü-nohut" yedirmiyorum.

Ama seneler sonra kendisi denemek isterse onu bilmem. Şimdilik bizim sokak yiyeceklerimiz daha kısıtlı...İstanbul'da bir gelenek olan ve sadece belli mevsimlerde ortaya çıkan bu yiyecekler, bu şehrin dokusunda ve tadında var, çocuklarımızı bu tatlardan mahrum etmek niye? İstanbul'u istanbul yapan; boğazı, erguvanları ve tarihi olduğu kadar simiti, kestanesi, mısırı, balık ekmeği ve bozası değil mi?

Simit: Biz daha çok sokak simidini seviyoruz ki bu şehirden şehire değişen bir tat. İstanbul'un simidi bir başka güzel oluyor.

Kestane: Sokakta pişen kestaneye bayılıyoruz ki oğlum simitten sonra en çok bunu seviyor. Kestane kebap yemesi sevap.

Mısır: Biz mısırı daha çok közlenmiş olarak yiyoruz. Süt mısırda suyun ne suyu olduğu, iyice kaynayıp kaynamadığı birer soru işareti olduğu için köz mısırı daha güvenli buluyoruz.

Boza: Boza konusunda biraz daha pimpirikliyiz. Bozamızı sadece Vefa'dan içiyoruz.

Pamuk şeker, macun ve sahlep dönem dönem önümüze çıkan bu lezzetleri seyrek de olsa, bir taneyi 3 kişi paylaşmak şeklinde.

Bir de balık ekmek var tabii... Onu da en çok Eminönü'nde saltanatkayıklarının yakınında yemeği seviyoruz. Kısacası İstanbul'un tadına tuzuna doymak bilmiyoruz!

8 Ocak 2014 Çarşamba

istanbul Arkeoloji Müzesi

Geçtiğimiz Cumartesi günü parklar ve bahçelerde bol oksijen aldıktan sonra Pazar günü de uzun zamandır görmek istediğimiz ve içinde Marmaray Projesi sırasında bulunan eserlerin de yer aldığı,  İstanbul Arkeoloji Müzeleri'ne gittik. 
Bina tek kelimeyle muhteşem... Osman Hamdi Bey'in isteği üzerine Çinili Köşk'ün karşısına, dönemin ünlü mimarı Alexandre Vallaury tarafından inşa edilen ve Müze-i Hümayun (İmparatorluk Müzesi) olarak kurulan İstanbul Arkeoloji Müzeleri, size kendinizi sanki Avrupa'da bir müze geziyormuşsunuz gibi hissettiriyor.  
Tarihin farklı dönemlerine izler bırakmış, çeşitli uygarlıklara ait, binlerce esere ev sahipliği yapan İstanbul Arkeoloji Müzeleri, dünyada müze binası olarak tasarlanıp kullanılan ilk on müze arasında yer alıyor.
Oğlum müzenin girişindeki merdivenlere oturup, uzun uzun bu binayı seyretti ve yüksek merdivenlerine hayran kaldı. Benim ilgimi ise en çok iki farklı iskelet çekti. Bir tanesi millattan önce 6. yüzyıla diğeri ise millatan sonra 9. yüzyıla ait ve çok iyi korunmuşlar. Hatta oğlum en ince detaylarına kadar bakıp, bana bu iskeletlerin kız mı, yoksa erkek mi olduğunu sorup durdu. 

Marmararay Projesi kalıntılarının yer aldığı bölüm ise müzecilik açısından çok daha modern. Bildiğiniz üzere Marmararay kazısı sırasında yeni bir şehir bulunmuş, bu yüzden proje bir süre durdurulmuş, hatta projenin güzergahı değiştirilmişti. Şu anda bu kazılarda bulunan eselerin sadece %5'i sergilenebiliyor. Özellikle ilk ayak izleri çok ilgi çekici. Çocuklar için de gemilerin nasıl yapıldığını gösteren video bölümü büyüleyici. Önümüzdeki yıl yeni bir müze yapılarak, bütün Marmaray buluntularının bu yeni müzede sergilenmesi planlanıyormuş. 
Çocuk Müzesi, restorasyon halinde olduğu için bu bölümü gezemedik. Daha önce görenler, o bölümün de muhteşem olduğunu söylemişlerdi. 
İstanbul Arkeoloji Müzeleri minik, meraklı canavarlar için çok çılgın ve çok ilginç bir yer.

haydi İtfaiye istasyonuna gidiyoruz


Erkek Çocukların Rüyası, İtfaiyeci Olmak ve İtfaiye İstasyonu Ziyareti!

Oğlum kendisini bildim bileli itfaiyeci olmak istiyordu. İtfaiye ve çöpçü arabalarının arkasından koştuk durduk hep...
Tam bu itfaiye aşkı en doruk noktalarındayken aklıma süper bir fikir geldi. Oğlumu Maçka Parkı'nın karşısında bulunan Beyoğlu İtfaiyesi'ne bağlı Maçka İtfaiyesi'ne götürdüm. Ne kadar ilgilendiklerini anlatamam.

Hemen oğluma bütün arabaları tek tek gösterdiler. İçine bindirdiler. Sirenleri çalıştırdılar. Hatta çocuklar için yapılmış özel itfaiyeci kostümlerinden giydirip dolaştırdılar bile!! Oğlumun yüzündeki gülücükler hiç eksik olmadı ve bu unutulmaz deneyimin her anında mutluluktan dört köşe bir şekilde dolaştı. Bu kadarla da kalmadık... Sonrasında İstanbul'da bulunan bütün itfaiyelere sırayla gittik. Her biri aynı ilgi ve alakayı gösterdi.

Tek tek oğluma araçları anlatıp, onun bitmek tükenmek bilmeyen sorularına cevap verdiler. Erkek çocuklar için itfaiye gezisi hem eğlenceli hem de çok eğitici bir aktivite. Onlar için unutulmaz bir gün olacağını gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Haydi yangın söndürmeye!

27 Aralık 2013 Cuma

zorlu center da lego şenliği

Yeni Yıla Yaratıcılığımızı Artırarak Giriyoruz!

Lego hem yaratıcılığı hem ince kas grubu denilen parmak kaslarını hem de fizik-matematik zekasını geliştirmenin yanı sıra tüm dünya çocukları ve ebeveyinleri tarafından zeka geliştirici olarak da çok sevilen bir oyuncak.

İşte Lego, bu yılbaşında çocuklar için çok özel bir atölye çalışmasına imza atıyor. Normalde alışveriş merkezi yazısı yazmayı pek sevmeyen ben, bu sene Lego’nun bu aktivitesi sayesinde ilk alışveriş merkezi yazımı da yazmış oluyorum.

Lego, yeni açılan Zorlu Center’ın meydan katında, sesiz sakin bir köşede çocuklar için yılbaşı atölyesi yapıyor. Atölyede çocuklar önce abla ve abiler eşliğinde legolarla yılbaşı ağacı ve kardan adam yapıyor. Daha sonra yeni yıl temalı ufak bir interaktif drama gösterisine katılıyor. Son olarak da dışarıdaki büyük yılbaşı ağacını süslerle dekore ediyorlar. Hafta içi ise sabah 10.00 - akşam 17.00 arası serbest oyun saatleri bulunuyor. Çocuklar doyasıya lego oynayabiliyor.

LEGO ile daha tanışmadıysanız veya bir lego aşığıysanız yolunuzu Zorlu’ya çevirebilir ve bu aktiviteye ücretsiz katılabilirsiniz.
Bu hafta ile ilgili daha fazla aktivite için www.bemaddy.com adresine bakın.